Ulusal Drama Günü 2024 Bildirisi
SONU GÖRÜNMEYEN DÖNEMEÇTE DRAMA
Prof. Dr. Mustafa Sekmen
Anadolu Üniversitesi
Devlet Konservatuvarı
Sahne Sanatları Bölümü
Tiyatro Anasanat Dalı
Artık neler olacağını, yakın gelecekte nasıl bir hayatımız olacağını kestiremiyoruz. Olayların nedeni ve sonuçları üzerine görüşümüzü oluşturan somut verileri eğip büküp değiştiren olgular egemen. Tanıklıklarımızın bir önemi olamadığı için yaşadıklarımızı anlatma isteğimiz de yok oluyor, bunun gereksizliği hissi yaygınlaşıyor. Yabancılaşma, parçalanma, modern sonrası gerçeklik sonrası süreçlerinin ardından adını koymaya mecalimiz kalmamış olan talihsizlik durumundayız artık. Bu da yeni bir insanlık durumu.
Oysa drama mevcudiyet koşullarında oyun/canlandırma/rol/taklit yoluyla kendimize, yaşamımıza, dünyamızdaki olgulara egemen olduğumuzu düşündüren bir dünyadır. Bu anlamda drama artık var olan gerçeklikle karşıt durumdadır. Öyleyse drama oyun, düş kurma, kendini ifade, iletişim kurabilme gibi süreçlerle bir tür haz vererek gerçekliğe karşı sağaltıcı bir kaçış alanı işlevine mi sürükleniyor? Olumlu düşünme, mutlu hissetme yoluyla rahatlama sağlama görevine mi itiliyor?
Drama esasen hayat bilgisinden öte insanlık durumları üzerine olasılıkları canlandırır, prova eder. Amaç, drama yapanın kendini ifade araçlarını geliştirirken, diğerini anlama yetisini de geliştirmektir. Elbette bunları güzeli arayan bir çaba ile yapar. Güzel kavramı değiştiği için onu arayıştır kişiyi geliştiren.
İnsanlık durumlarını oynamak, ilişkide olduğumuz her şey ile, diğerleri, canlılar, doğa, eşya ve uzam ile bağ kurmak demektir. Genelde sanat özelde drama kendini, içinde bulunduğu evrenindeki her şeyde kendini görebilme becerisi kazandırır.
Ayrışan, zıtlaşan, ayrı alanlara bölünen, yeni medya teknolojilerinin oyalayıcı hünerlerini sanatın yerini de alabilecek gelişme sanan insanlar artık çoğunlukta. Sonu görünmeyen dönemeçte, oyun, rol, taklit, canlandırma yoluyla insanlık durumlarını kavramak, bunları ifade etme isteği ve cesareti göstermek dramanın gerekliliğini sürdürmesi demektir. Yüz yüze, şimdi ve burada diye de tanımladığımız mevcudiyet koşullarında çok boyutlu sanatsal ve eğitsel birliktelik, paylaşım alanı olarak drama, sağlıklı insan bilgisini korumayı sürdürecektir.
Bir araya gelerek, en doğal ve gerçekçi insan olma durumlarını diğer ilişkili sanatlarda olduğu gibi dramada da yaşamaya devam edeceğiz. Dönemecin sonunda ne olursa olsun drama insan ve toplum olmanın temel niteliklerini sağlamayı ve saklamayı sürdürecektir. Bu anlamda evrimsel olarak beş duyu, altıncı his ve bedenimizi, dünya ile insanlar ile birleştiren oyun sayesinde drama, varoluşun kurtarıcı gizilgücüdür.
Ulusal Drama Gününde oyun diliyle birlikte olmayı, birlik olmayı diliyorum.
28 ŞUBAT ULUSAL DRAMA GÜNÜ KUTLU OLSUN.